Fenerbahçe Futbol AŞ, beş ay önce onaylanan yüzde 400’lük bedelli sermaye artırımının benzerini yeniden gündeme aldı.

Şirket, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yaptığı açıklamada, mevcut 1,25 milyar TL olan çıkarılmış sermayesini 5 milyar TL nakit karşılığı artırarak 6,25 milyar TL’ye yükseltme kararı aldığını duyurdu.

Açıklamada, artırımın gerekçesi olarak “şirketin özkaynaklarının güçlendirilmesi ve işletme sermayesi ihtiyacı” gösterildi.

Ayrıca satılmayan payların kulüp tarafından satın alınacağı bildirildi.

Rüçhan hakkı fiyatının 2 TL olarak belirlenmesi ise yatırımcı cephesinde daha sert tartışmalara yol açtı.

Zira FENER hissesi dün günü 11,90 TL’den kapatmıştı; sabah 11,09 TL’den açılan hisse, karar sonrasında hızla satış baskısıyla karşılaştı ve 10,71 TL seviyesinden taban oldu.

“Bedelli değil, yatırımcıya gol”: Tepkiler sertleşiyor

Karar sonrası yatırımcıların önemli bir bölümü sosyal medyada sert eleştiriler dile getirdi. Tepkilerin ortak noktası, son yıllarda art arda gelen bedelli kararlarının şirketin finansal yapısını güçlendirmekten çok yatırımcıyı cezalandırdığı yönünde.

Bazı tepkiler şöyle:

  • “Her bedelli spor kulüplerinin rakip kaleye değil, yatırımcıya attığı goldür… Yazıklar olsun #fener. Rüçhanın 2 TL olması aslında bedellinin %800 olması demektir.”

  • “Futbolcuların parasını yatırımcılardan mı çıkaracaksınız?”

  • “Takımına yatırım yaparsın ama bu defa son dersin… 6 ay önce yaptın, yine yapıyorsun. @spkgovtr yatırımcıyı kırbaçlıyorsun. Milletin parasına çökmeyin.”

Özellikle rüçhan fiyatının hisse değerine göre oldukça düşük belirlenmesi, yatırımcıların “sert sulandırma” eleştirilerini artırmış durumda.

Analiz: Finansal zorunluluk mu, kötü yönetim döngüsü mü?

Fenerbahçe’nin son yıllarda artan borç yükü, sportif başarısızlıkların mali yansımaları ve kur etkisi nedeniyle finansal olarak sıkıştığı biliniyor. Ancak yalnızca beş ay arayla aynı oranda iki dev bedelli yapması, şirket yönetiminin uzun vadeli bir finansal planlama üretmekte zorlandığına işaret ediyor.

Yatırımcının tepkisinin temelinde ise iki soru yatıyor:

  1. Bu kaynak nereye gidiyor ve sürdürülebilir bir yapı kuruluyor mu?

  2. Bedelli, neden ilk tercih haline geldi ve başka yöntemler neden düşünülmüyor?