2025 yılı Şubat ayında konkordato ilan eden Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. (YESIL), Innovia 4 projesinde yaşanan imar iptali ve ruhsat sorunları nedeniyle projelerini durdurmak zorunda kaldı. Bu gelişme, grubun finansal yapısını doğrudan etkilerken; kısa süre sonra bağlı şirket Yeşil Global İnşaat da konkordato başvurusu yaptı. Mahkeme, Yeşil Global'e 3 ay geçici mühlet verdi.

Aynı grubun iki şirketinin kısa aralıklarla konkordato ilan etmesi, yatırımcılarda “grup bazında sistematik çöküş” şüphesini doğurdu.

Akın Tekstil: 69 yıllık devin çöküşü

Türk tekstil sektörünün köklü markalarından Akın Tekstil (#ATEKS), artan kur baskısı ve hammadde maliyetlerinin etkisiyle nakit akışını kaybetti. 23 Haziran 2025’te mahkeme kararıyla 1 yıllık kesin mühlet aldı.

Halka açık şirketlerin bu denli ani çöküşleri, yatırımcılar açısından büyük sermaye erimesine yol açıyor. Özellikle bu hisselerde uzun vadeli yatırım yapan küçük yatırımcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya.

Mega Polietilen: Ender bir geri dönüş örneği

2024’ün Ağustos ayında konkordato açıklayan Mega Polietilen Köpük Sanayi (#MEGAP), nadir görülen bir sürece imza attı. Şirket, yaklaşık 10 ay içinde toparlanarak konkordato sürecinden kendi isteğiyle çıkmak üzere mahkemeye başvurdu. Bu gelişme, etkin kriz yönetimiyle konkordato sürecinin fırsata da çevrilebileceğini gösterdi.

Kulislerde konuşulanlar: SPK yeterince denetliyor mu?

Piyasa kulislerinde, konkordato ilan eden halka açık şirketlerin SPK ve Borsa İstanbul tarafından daha sıkı denetlenmesi gerektiği yönünde eleştiriler artıyor. “Şirketlerin mali yapıları bozulmuşken neden işlem görmeye devam ediyorlar?” sorusu yatırımcılar arasında yankı buluyor.

Şirketlerin konkordato ilan etmesine rağmen hisse senetlerinin işlem görmeye devam etmesi ise hem bilgi kamusallığı hem de şeffaflık açısından ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Yatırımcıya uyarı: Konkordato sinyalleri önceden geliyor mu?

Uzmanlar, konkordato ilanının bir anda gerçekleşmediğini, mali tablolarda bunun işaretlerinin aylar önceden görülebileceğini vurguluyor. Özellikle borç/özkaynak oranı hızla yükselen, net nakit pozisyonu negatifleşen ve faaliyet kârlılığı düşen şirketlerin yatırımcılar tarafından daha dikkatli izlenmesi gerekiyor.